https://egitimheryerde.net/meslek-egitiminde-disiplin/
Ülkemizde bir meslek öğrenmek isteyenlerin takip edebileceği çok sayıda seçenek bulunmaktadır. Bunları; geleneksel usulle bir ustanın yanında çırak olarak başlamak, baba mesleği olarak bir aile bireyinden, Mesleki Eğitim Merkezine kayıt olarak, Halk Eğitim Merkezi veya özel öğretim meslek kurslarına giderek, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde okuyarak, üniversitelerin sürekli eğitim merkezi kurslarında, belediyelerin, dernek-vakıf gibi sivil toplum kuruluşlarının açtığı kurslara katılarak şeklinde sıralayabiliriz. Bunun dışında gelişen teknolojik imkânlardan yararlanarak internet veya TV üzerinden uzaktan eğitim yoluyla meslek öğrenmek tercih edilebilir.
Hangi yol ve yöntem seçilirse seçilsin bir mesleğin öğrenilmesine ihtiyaç duyulması yanında kişiye uygunluğunun belirlenmesi yani mesleki tanıtım, yönlendirme ve rehberlikten başlayan gerekli tüm bilgi, beceri ve yetkinliklerin kazanılması için genel ve mesleki teorik-uygulamalı derslere katılım sağlanması, gerekli belge, sertifika veya diplomanın alınması için teorik ve uygulamalı sınavların başarılmasına kadar geçen uzunca bir sürecin tamamlanması gerekiyor. Bu sürecin büyük bir sabırla, azim ve kararlılıkla sürdürülüp tamamlanması için meslek öğrenmek isteyen kişinin genç ya da yetişkin bir birey olmasına bağlı olarak ailesinin de desteğine ihtiyaç duyulur. Kimileri “ağaç yaşken eğilir/düzelir” atasözünden mesleğin küçük yaşlarda öğrenilmeye başlanılmasını bu disiplini kabullenip alışması için savunurken bireylerin yaştan bağımsız olarak duyarlı ve bilinçli olmasıyla bu öz disiplin kendiliğinden gelişebilir.
Disiplin, çocuğun sağlam bir kişilik geliştirmesine, bağımsızlık kazanmasına, özdenetimli olmasına, eleştirel düşünmesine, birey olmasına kılavuzluk etme sürecidir. Kökeninde öğrenme; yardım etmek, yol göstermek, eğitmek, yetiştirmek, terbiye etmek vardır. Disiplinde, hem otorite hem özgürlük dengelemesi vardır. Güce dayalı otoritede ödül ve ceza kullanılır. Öğrenci büyüdükçe, bağımlılığı azaldıkça, cezadan korkmamaya başlar ve önceki ödüller çekiciliğini yitirdikçe öğretmenin bu güçleri birer birer ellerinden uçar ve etkisizleşir.(1) Eğitim-öğretim başlı başına doğal bir disiplin sürecidir. Basitten karmaşığa, bilinenden bilinmeyene, azdan çoğa, kolaydan zora bir öğreten/öğretmen/öğretici/eğitmen/rehber/yol gösterenle birlikte yürütülen planlı bir eylemdir.
Mesleklerin genel olarak ortak yazılı disiplin kuralları bulunmasa da her mesleğin girişinde gerektirdiği şartlar ile süreç boyunca uyulması gerekli kuralları mutlaka bulunmaktadır. Bunların başında kılık-kıyafet gelmektedir. Bu kıyafet, aşçılıkta bir önlük, denizcilikte bir üniforma, serviste tulum veya inşaatta işbaşı gibi değişik şekillerde olabilmektedir. Yani mesleği seçtiğinizde eğitiminde ve çalışırken giyilmesi zorunlu bir kıyafeti de olabilir. Bazen bu kıyafetler sektöre ve mesleğe özgü olacağı gibi firmaların da kendilerine ait giyilmesini zorunlu tuttuğu kıyafetleri olabilir.
Ülkemiz için “Ulusal Mesleki Standartları” Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) o mesleğin örgütleriyle işbirliği içinde hazırlayıp yayınlamaktadır. Bunların hazırlanması sırasında Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi yanında dünya genelinde geçerli olan standartlar da gözetilmektedir. Bir insanın bir mesleğe sahip olup mesleğini icra edebilmesi için çoğunlukla belli izin/ruhsat alması da gerekmektedir. Bazı meslekler için belediye izni yeterliyken bazılarında ilaveten valilik/bakanlık izinleri ve ilgili meslek odasına üye olmak da gerekebilir. Her bir izin başvurusunda da birçok şart, belge ve yeterlilik aranmaktadır. Tüm bunlar mesleğin bir disiplin içinde yürütülmesi için gereklidir.
Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde (MTAL) çoğunlukla kültürel derslerin yapıldığı ana derslik binası ve mesleki teorik ve uygulamalı derslerin görüldüğü ayrı atölye binaları bulunmaktadır. Ana binada diğer tüm lise türlerindeki öğrencilerin de tabi olduğu genel disiplin kuralları Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Öğrencilere, disiplin cezasını gerektiren davranış ve fiillerinin niteliklerine göre; Kınama, okuldan kısa süreli uzaklaştırma, okul değiştirme, örgün eğitim dışına çıkarma yaptırımları olabilmektedir. Atölye binasına geçince bunun yanında burada yazmayan ilave kurallar da geçerli olur. Bunlar; çalışma kanunlarıyla belirlenmiş insan sağlığı ve iş güvenliği kuralları yanında her sektör ve mesleğe göre değişebilecek yazılı/sözlü kuralları da bulunmaktadır. Çoğunlukla meslek lisesi öğrencileri, atölye ve meslek derslerini ve öğretmenlerinin talimatlarını daha da önemsemektedirler. Çoğu öğrenci, kültür derslerinin hayatta kendilerine lazım olmayacağı gibi bir yanılgıya da düşmektedirler. Öte yandan her tür lisede deneylerin yapıldığı fen-fizik-kimya-biyoloji laboratuvarlarında disipline daha fazla önem gösterilmesi gerektiği bilinmektedir. Bu kurallara riayet edilmediğinde can kaybına varan istenmeyen kazalara sebep olunabilir.
Atölye ve laboratuvarların genel işleyiş kuralları vardır. Öğrenciler, sabah derse başlamadan yatay ikili sırada beklerken sınıf başkanı yoklama yapar, atölye meslek dersi öğretmeni gelince o günün yapılacak işleri açıklanır, atölye nöbetçisi, temizlikçiler, alet ve malzeme görevlileri gibi görev dağılımı yazılı yapılır. Gün tamamlandığında yine aynı şekilde yoklama alınıp temizlik, malzeme ve nöbet defterleri tamam olduğu kontrol edilip paydos edilir. Bu kurallar onlarca yıldır geleneksel olarak sürdürülmektedir. İlk başta bu kurallar biraz askeri disiplini andırıyor olabilir. Ancak, kural ve disiplinin olmadığı yere karmaşa ve başarısızlık hâkim olur. Meslek lisesinde ilk yıllarda başlangıç düzeyinde edinilen çalışma disiplini, son sınıflarda işbaşında staj ve işletmede beceri eğitimi için gidilen firma/kurum veya fabrikada sorunsuz bir meslek öğrenme sürecini destekleyecektir.
Bazı mesleklerde bireysel olarak bağımsız çalışılabilirken bazıları da birden çok kişiyle ve takım halinde çalışmayı gerektirebilir. Böylece; bir kişinin yapacakları, diğerlerinin de başarılı olmasının temel koşulu iken bazen bu hayatını tehlikeye atabilecek istenmeyen durumlara bile yol açabilir. Elektrik hattında bir kişi tamirat yapacağında diğeri de panodan enerjiyi ikinci bir talimata kadar kesmesi ya tamirat bitinceye kadar orada nöbet beklemesi ya da panoyu kilitlemesini gerektirebilir. Denizcilik alanında eğitim alıp bir gemiyle uluslararası açık denizlerde uzunyol görevinde bir meslek sahibinin ne kadar kilit bir görevi olduğu düşünülürse disiplinli bir eğitim sürecinin gerekliliği de anlaşılacaktır.
Eğitimde disiplin, öğretmenlerin sınıf yönetimi için kullanması gereken yöntemlerden birisidir. Üstelik bir bilgiyi, konuyu, dersi, beceriyi, yetkinliği ve mesleği öğretmek gibi zahmetli bir süreçte öğretmen ve usta öğreticinin ödül ve ceza dışında kuralları koyarak öğrencilerinin uymasını beklemek gibi bir hakkı da olmalıdır. Öte yandan Sokrates; “ona ne öğretebilirim, kendimi ona sevdirmeyi başaramadım. Dersi sevmek için öğretmeni sevmek gerekir” diyerek öğretmenin rolündeki sevginin önemine vurgu yapmaktadır.
Her meslekte temel mesele; heyecan ve merak öğrenme isteği, sebat ve disiplin. Bunlar çok kıymetli değerler. Çok hızla yükselmek isteyen sabırsız bir nesil yetişiyor. Her şeyi hızla istiyoruz. Oysa yemeğin kıvama gelmesi için ağır ateşte pişmesi gibidir öğrenmek. Hedefleri ve heyecanları olan yılmayan gençler, mutlaka başarılı olacaktır.(2) Erich Fromm, Sevme Sanatında Disiplin adlı kitabında; “ister marangozluk olsun ister doktorluk ister sevme sanatı, hangisini ele alırsak alamı, her sanatın uygulanmasında bazı genel gereksinimler vardır. Her şeyden önce bir sanatın uygulanmasında disipline gereksinim duyulur. Eğer ben bir şeşi salt canım istiyor diye yapıyorsam, benim için bu eğlenceli ve güzel bir uğraş olabilir. Ne var ki disiplin bir şekilde çalışmadığım için o sanatta ustalaşabilmem olanaksızdır.” Diyor.
Bir mesleği öğrenmeye başlayan bir gencin önce ailesi, yakın çevresi sonra da toplum tarafından onaylanması ve desteklenmesi gerekir. Birşeyler yaparak başarma duygusunu ve mutluluğunu yapana meslek sevgisi/aşkı oluşana kadar meslek öğrenme yolculuğuna çıkanların başaracağına yönelik cesaretlendirilmesi önemlidir. İnsanlığa hizmet etmenin kutsal bir eylem olduğu, her mesleğin gerekli ve önemli olduğu hele ki hiçbir mesleğin küçümsenmemesi gerektiği unutulmamalıdır.
Bazı işyerlerinde aynı yerde çalışıp aynı işi yapanlar arasında mesleğe ve firmaya daha önce başlayanlar arasında kıdem ve hiyerarşi de bulunabilir. Kültürümüzde ahilik prensiplerinde mesleğin öğrenilmesi aşamalarında çırak, kalfa ve usta gibi hiyerarşik unvanlar yer alırken usta düzeyinde bile kıdem gözetilebilmektedir. Bu durum disiplin ötesinde bir sevgi-saygı çerçevesinde değerlendirilmekte ve normal karşılanmaktadır. Toplum, kültüründen ayrı düşünülemeyeceği için mesleklerin kendi normlarındaki eğitimiyle birlikte mesleki etik değerlerin yer aldığı ahilik kültürünün de öğrenilip benimsenmesi başarılı olmada olumlu etkide bulunacaktır.
Sanatla uğraşırken sürekli tekrar yapmak, olmadığında baştan almak, istediği olana kadar belki aynı şeyi onlarca yüzlerce kez tekrar etmek kişiye sabretme ve sebat becerisi kazandırır. Muvaffakiyet sağlandığında alınan haz, sanatla uğraşan kişinin direncini ve kendine duyduğu inancı bir yaşam biçimine dönüştürebilir.(3) Bir meslek, sanat veya zanaat kolunda eğitimi tamamlamak için çok uzun saatler çalışmak gerekiyor. Bu süreçte mutlaka acı çekmek şart değil ama azimle-gayretle çabalamak emek vermek ve terlemek gerekiyor. Cicero’nun “yarınlar yorgun ve bezgin kimselere değil, rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir” dediği gibi gelecekte mesleğin bireye sağlayacağı onur, mutluluk ve getiriyi, topluma hizmeti düşünerek sabır ve gayretle çalışmak şarttır.
- Recep Nas, “Disiplin Ya Da Sevginin Gücü”, MEB – YA DA Eğitim Ya da Eğitim Dergisi, Sayı: 7, Kasım-Aralık 2020, s. 42
- Mehmet Yalçınkaya, “Disiplin Olmazsa Başarısızlık Gelir”, MEB – YA DA Eğitim Ya da Eğitim Dergisi, Sayı: 7, Kasım-Aralık 2020, s.26
- Tuğba İlhan, “Sanat ve Disiplin”, MEB – YA DA Eğitim Ya da Eğitim Dergisi, Sayı: 7, Kasım-Aralık 2020, s.78
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder