Çocukken hepimizin
hayalleri vardı. Kimimiz doktor, öğretmen kimimiz polis veya pilot olacaktık.
Ama bugün birçoğumuz bunların dışında meslek ve işlerde çalışıyoruz.
Çocukluğumda rehber öğretmeni hiç tanımadım. Bana kimse kişilik ve meslek
envanteri testi uygulamadı. Benim hangi mesleklere yatkın olduğumu merak
etmedi. Anne-babamız ve çevremizdekilerin tavsiyeleriyle bazı okulları bitirdik
ve ne düşünürken bugün neler yapıyoruz. Tabikî sağlığımıza, işimize, gücümüze
ve sahip olduklarımıza velhasıl halimize şükrediyoruz.
Bir ülke düşünelim ki
vatandaşları 4–14 yaş grubu çocuklardan oluşsun. Bu ülkede, büyükler olsun ama
çok büyük olmasınlar. Biraz büyük üniversiteli abi ve ablalar olsun. Bunlar
hiçbir şekilde çocukların özgürlüğünü kısıtlamadan onlara rehberlik hizmeti
versinler. Bu ülkenin çocuklarının hem dijital hem de gerçek pasaportları
olsun. Bu ülke gibi yirmiiki ülkeye (AB ülkeleri değil) vize istenmeden neden
geldin buraya diye kimse sormadan özgürce seyahat edebilsinler. Bu ülkede
güvenle gezebilmelerini temin eden radyo frekansla çalışan elektronik bir
bileklik onların her an ne yaptığını kayda alarak gelecekteki kolaylıklar adına
yapay zeka için büyük veriyi oluştursun. Girişte ihtiyaçlarını asgari ölçüde
karşılayabilecek veya iş hayatına başlangıç sermayesi olabilecek miktarda bir
çek (kaydi para) verilsin ve içeri girdiğinde bunu paraya dönüştürebilsin.
Burada çocuklar minik
elleriyle büyüklerin yapabildiği tüm işleri ve meslekleri yapmaya çalışsınlar.
Her mesleğin gerektirdiği üniformayı giyerek, gerekli eğitimleri alarak,
mesleğin profesyonelleri gözetiminde deneyimleyebilsinler. Birarada güle oynaya eğlensinler ama onlar
fark etmeden bu oyunların tümünden hayatları boyunca ihtiyaç duyacakları
şeyleri öğrensinler. Kendi istedikleri ve seçebildikleri işlerde tüm kurallara
uyarak istedikleri kadar çalışabilsinler eğer sıkılırlarsa (ki zannetmiyorum)
değiştirebilsinler. Bu işlerin kimisi onların zihinsel ve duygusal kimisi de
fiziksel ve sosyal becerilerini geliştirebilsin. Onlara kimse karışmadığı için
özgürce düşünebilsin, keşfedebilsin, yaratıcı fikirlerini uygulayabilsin,
deneyebilsin, tanımadığı diğer çocuklarla tanışarak sosyalleşebilsin sağlıklı
bir insan olmak için ne lazımsa onlara sahip olabilsinler. Yanlış bir meslek
seçme kararı vermeden doğru mesleği seçebilsinler.
Daha bıyıkları
terlemeden (erkekler için) alınları terlese ve para kazanabilsinler. Eğer
kendileri hizmet alıyor konumundaysa kazandığı paralardan harcayabilsinler.
Paranın nasıl zor şartlarda kazanıldığını, emek vermeden zahmet çekmeden bir
hayatın olamayacağını birileri onlara anlatmadan hissedebilsinler. Tutumlu olmayı, ayağını yorganına göre
uzatmak gerektiğini hikâye olarak anlatımdan değil deneyimleyerek öğrensinler.
Finansal okuryazarlık ismini bilmeden içeriğine vakıf olsunlar. Günün sonunda
yorgun-argın okula/eve dönebilsinler. Akşam anlatacakları o kadar çok eğlenceli
anları ve mutlu anıları olsun ki daha bitiremeden uyuyakalsınlar.
Bir gece sınıf
arkadaşlarıyla yanlarında getirdikleri kamp malzemeleriyle buraya gelerek çadır
kurup sabaha kadar izcilik faaliyetlerini güven içinde yapabilsinler. Bu ülke,
onlara özel olsun ve tüm çocukların hakkı olsun bu ülkede özgürce zevkle
yaşamak. Kendisi gibi diğer çocukların da değerli birer varlık olduğunu bilerek
onların da haklarını gözetmeyi, yaratıcı oyunlar oynarken paylaşmayı
becerebilsinler. Kimse onlara; nereli olduğunu, hangi dine, ırka mensup
olduğunu şu veya bu konularda niçin böyle düşünmediğini ya da inanmadığını,
anne-babasının ne iş yaptığını/görevini, ekonomik durumunu sormasın ve ona göre
davranmasın. Bu ülkede senin tanıdıkların var mı? Referansın kim diye merak
etmesin. Gerçekten kariyer, ehliyet ve liyakatine göre iş yerleşebilsinler.
Kendi kararlarını kendisi verebilsin ve arkadaşlarını seçebilsinler. Büyüyüp yetişkin
olmadan gerçekler dünyasına hazırlanarak sağlıklı adımlarla girebilmeyi ve
mutlu yaşayabilmeyi başarabilsinler. Hayatboyu herşeyi merak edip öğrenmeyi bir
tutku haline getirebilsinler. Tüm canlıların yaşama hakkına, çevre
duyarlılığına özen gösterdiği sürece büyüyünceye kadar oyun oynama hakkı
olduğunu ve sorumluluklarını kimsenin hatırlatma gereği duymasınlar. Gereksiz
yere yanan lambanın ve akan suların ülkelerine dünyamıza etkilerini
öğrenebilsinler.
Hayallerini kurduğu
hatta rüyalarına giren aktiviteleri gerçekleştirebilsinler. Pilot olsam uçağı
ben kullansam yapabilir miydim ya da ben ajan olsam başarabilir miydim diye
ölene kadar içinde uhde kalmasın. Kendi pizzasını pişirerek, çikolatasını,
şekerini ve dondurmasını üreterek belki de geleceğin en iyi/ünlü şefi
olabileceğini düşünebilsin. Benim insanlara anlatmak istediğim şeyler var, ben
sinema/tiyatro oyuncusu olmayı çok istiyorum diyorsa gerçek kostümlerle sahneye
çıkıp seyirci kardeşlerine bir sunun yapabilsin. Sürücü belgesi ve eğitim
alarak otomobil kiralayarak trafik kurallarına uyarak özgürce caddelerde araç
sürebilsinler. Günün sonunda hala elinde harcayamadığı parası varsa bankaya
giderek hesap açabilsin ve sonraki gelişlerinde bu hesaptan para çekebilsin ya
da banka kartları ile aktivitelere katılabilsinler.
Bu ülkedeki tüm
düzenlemeler çocukların gelişim seviyelerine uygun olduğu “Davranış Bilimleri
Enstitüsü” tarafından onaylanmış olsun. Dünyamızın ve ülkemizin kaçınılmaz
deprem gerçeğini, öncesinde, sırasında ve sonrasında neleri yapıp neleri
yapmamız gerektiğini simülasyonla da olsa özel dizayn edilmiş mekânda
öğrenebilsin.
Bu ülkenin çocuklara
özel bir dili olsun. Bu dil ki temeli sevgi, saygı ve kardeşlik üzerine
kurulmuş olsun. Birbirleriyle öyle güzel anlaşsınlar ki kavga, şiddet olmasın
(ki olmaz) suç işlenmeyeceği için mahkemelere gerek kalmasın cezaevleri hep boş
kapısı açık kalsın hatta hiç kurulmasın. Bu ülke öyle güvenli olsun ki hiçbir
kazaya (küçük düşüp kalkmalar sıyrıklar hariç) uğramasın sakatlıklar hiç
olmasın. Yine de her an onlara yardım ve müdahale edebilecek sağlık ve
ilkyardım ekipleri olsun. Engelliler için özel önlemler alınmış olsun onlara
pozitif ayrıcalıklar tanınsın kendilerini eksik üzgün hissetmesinler. Kimse
yiyeceklerinden içeceklerinden üç kuruş fazla kazanmak için onların sağlığını
hayatını tehlikeye atamasın. Kimsenin kimseye kötülük yapmak aklından bile
geçmesin.
Bu ülkede okullar da
olsun ama neşeli, eğlenceli içinden hiç çıkası gelmesin hatta eve gitmesek
olmaz mı desinler. Herkes aynı iyi şartlara eşit haklara sahip olarak eğitime
erişebilsin. Hayaller kurarak, keşfederek, eğlenerek interaktif katılımla
kalıcı ve tam öğrenmeyi gerçekleştirebilsinler. İşe yarar ihtiyaç duyulan mal
ve hizmet üretebileceklerini bir işe yaradıklarını hissetsinler ve özgüvenleri
gelişsin. Tüm mesleklerin insanlık için önemli bir ihtiyaç olduğunu her meslek
sahibinin değerli olduğunu düşünsünler. İnşaatta çalışan duvarcı, sıvacı,
fayansçı, mobilyacı, elektrikçi, mimar ve mühendislerin meslek sahiplerinin
Meslekleri anne-babalarının
isteği hatırı için değil gerçekten kendilerine uygun, mutlu ve başarılı
olabileceği için seçsinler. Milli Eğitim Bakanlığının hayata geçirdiği “Tasarım
Beceri Atölyeleri” (TBA) “Bilim, Sanat, Spor, Kültür ve Yaşam adına aklınıza
gelecek her şey bu ülkede bulunabilsin.
Bu ülkede modern
dünyanın tüm imkânları teknolojik imkânlar olsun ama kültürel değerlerimiz
birikimlerimiz korunup aktarılabilsin ve yaşatılsın. Büyüklerin onları daha iyi
anlayabilmesi ve eğer geçmişte bazı şeyleri kaçırmışlarsa onları telafi için
“yaratıcı ebeveyn atölyesi” ayrı bir bölümde hizmet versin.
Yok canım daha neler
yok böyle bir ülke/dünya dediğinizi duyar gibiyim. Evet var böyle bir ülke hem
de gerçekten var ve bu yazılanlardan çok fazlası var. Bu ülkenin adı KİDZANİA
İSTANBUL Görmeden inanmam diyorsanız mutlaka gezmenizi tavsiye eder hele de
çocuğunuz varsa büyümeden mutlaka getirin diye şiddetle tavsiye ederim. Eğitimi
öğrenmeyi destekleyen bu kuruluşta, okul ile dış dünya arasında bir köprü
kurarak, rol yaparak öğrenme yoluyla çocukların beceri ve değerleri gelişiyor.
Çocukların teorik bilgileri uzmanların tasarımlamış olduğu gerçek ortamlarda
uygulamalı olarak yaşayabileceği yüzün üzerinde meslekle tanışma imkânı
bulunuyor.
Bu kuruluş,
gerçekleştirmiş olduğu “mesleki eğilimler araştırması” sonuçlarını yayınladı.
Bu araştırma sonuçlarına göre; 0–4 yaş çocukları ön yargılardan bağımsız,
sadece bildikleri şeyleri istiyorlar ve daha sonra toplumsal cinsiyet kalıpları
şekillenmeye başlıyor. Büyüyünce ne olmak istiyorsunuz sorusuna; kız çocukları
doktor, öğretmen, veteriner derken erkek çocukları da futbolcu, mühendis, pilot
ve polis olmak istediklerini belirtmişler. Meslek seçiminde cinsiyet farkının
nedenleri olarak; cinsiyete dair ön yargılar dört yaş itibariyle farkında olmadan
şekilleniyor. Okul, toplumsal çevre ve medya toplumsal kimliğin oluşmasında
önemli rol oynuyor. Ebeveynler de çocuklarının cinsiyetine bağlı olarak farklı
davranabiliyor. Çocuklar, toplumun farklı cinsiyetlere yüklediği değer,
beklenti, yargı ve rolleri öğreniyorlar. Dünya genelindeki çocuklar ile
ülkemizdeki çocukların meslek tercihleri büyük oranda örtüşüyor. Bu ülkeyi
ziyaret eden çocukların ağırlıklı olarak tercih ettikleri mesleki aktiviteler,
kız çocuklarında; moda evi, disko, hastane, müzik stüdyosu, parfümeri. Erkek
çocuklarında ise araç kiralama, emniyet müdürlüğü, kasa, sürüş akademisi ve
stadyum. Cinsiyetin aktivite tercihi üzerine etkisinde, kız çocuklarının -2 yaş
küçüklere uygun aktiviteleri seçmesi, erkek çocuklarında ise +1 yaş büyüklere uygun
aktiviteleri seçmesi dikkat çekmektedir. Bu ülkeye gelen çocukların öncelikle
para kazandıran aktiviteleri (hastane, inşaat alanı, itfaiye, kasa, kurye,
müzik stüdyosu, optik mağazası ve süpermarket) seçtikleri sonrasında bu parayla
aktiviteleri deneyimlemeye başladıkları görülmüştür. Özellikle acil servis,
banka, deprem simülasyon merkezi, elektrik merkezi, inşaat alanı, kütüphane,
kurye, optik mağazası, radyo ve süpermarkette ortalamanın üzerinde yoğunluğun
yaşandığı tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarından toplumsal cinsiyetin
meslek seçiminde etkili olduğu, toplumsal cinsiyet kalıplarının aktivite
seçiminde etkili olduğu ve daha bu yaşlarda finansal okuryazarlığın
temellerinin atılmaya başlandığı ortaya çıkmıştır. Son olarak çocukların bu
ülkeye girmeden ve aktivitelere katılmadan önceki hayallerindeki mesleklerin
deneyimlemeler sonrası farklılaştığı ortaya çıkmıştır.
Bunun gibi bir ülkeyi
yaşı ne olursa olsun henüz büyümemiş çocuklar (yetişkinler) için kurgulasalar
çok ilgi çekeceğini düşünüyorum. Özetle; bu ülkede bir müddet vakit geçirenler,
herkesin sevebileceği, başarabileceği ve yaparken mutlu olacağı bir mesleği
olması gerektiğinin farkına varacaklardır. Katıldığı etkinlikler sonrası
kazanımlarla fikirleri değişebilir, olgunlaşabilir ve yeni bakış açıları
kazanabilirler. Buraya katılan çocukların artık aralarında bir meslek, iş ve
ekonomi dünyası muhabbeti başlayacaktır. Eğitimsiz bir mesleğin
öğrenilemeyeceğini, ehliyetsiz ve belgesiz çalışılamayacağını, emek ve zahmet
olmadan rahmet olmayacağını, aslında bunların dışında kazanılanların manevi bir
hazzı ve değeri olmadığını anlayacaklardır. Ben çocuk olsam buraya abone olup
tüm etkinlikleri deneyimlemek isterdim. Hatta Ama bizden geçti, şimdiki
çocuklar şanslı vesselam.
Bu konuda Milli Eğitim
Bakanlığı yetkilileri bu ve benzeri kuruluşlarla anlaşma yaparak çok daha uygun
şartlarla öğrencilerin bu imkanlardan faydalanmasını sağlayabilir. Zira
Bakanlığın 2023 Eğitim Vizyonunda yer alan bilim, sanat, spor, kültür ve yaşam
ana kategorilerden oluşan tasarım beceri atölyelerini tümüyle destekleyen
konsepte sahip bu kuruluşta bir günde her birinden en az bir etkinliği
deneyimleme şansı sunulmaktadır. Hatta bu çalışmadan elde edilen bilgiler, MEB
için büyük veriye dahil olabilir ve eğitime özellikle de mesleki eğitime yön
vermede önemli ipuçları sağlanabilir. Velilerin çocuklarını okullar ile gerçek
yaşam arasında bağ kuran bu uygulama merkezine getirmelerini tavsiye ederim.
Birkaç test sorusunu doğru işaretleyebilmesi için özel ders aldırmaları veya çeşitli
ders kurslarına göndermelerinden geleceklerine daha fazla katkı
sağlayacaklarını düşünüyorum. Bu çatı
altındaki etkinliklere katılmaları, geleceklerine yönelik ulaşılabilir
hedefleri ve vizyonları oluşmasına önemli katkıları olacaktır. Ayrıca bilinçli
mesleki tanıtım, rehberlik ve yönlendirmeye destek olarak gerçekten nitelikli
bir mesleki ve teknik eğitimle geleceğinde pişman olmadan severek mutlu ve
başarıyla sürdürebileceği iş hayatları olabilsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder