İnsanoğlu düşünen, öğrenen, fikir sahibi olabilen ve
hepsini mantık süzgecinden geçirebilen varlıktır. Diğer canlılar türlerine göre
hep aynı gelişim evresini ve davranışları göstermek iken insanoğlunun her biri
nevi şahsına münhasır özelliklere sahiptir. Hiçbir insanın göz retinası, parmak
izi ve genetik kodları bir başkasında bulunmaz. Düşünmek akletmek insanoğluna
yaradılışından bahşedilen bir yetenektir. Tüm bilinenlere rağmen halen insan
esrarlı bir varlıktır. İnanç temelinde ise her bir insanın hayatı boyunca
görevi olduğuna inanılır. Eğitim, insan olmanın gereklerini keşfettirme süreci
olarak çok önemli bir ihtiyaç kabul edilebilirse eğitimin ne kadar önemli bir
konu olduğu daha iyi kavranabilir.
Toplam Kalite Yönetimi, müşteri ihtiyaçlarını yerine
getirebilmek için kullanılan; insan, iş, ürün ve/veya hizmet kalitelerinin
sistematik bir yaklaşım ile tüm çalışanların katkıları ile sağlanmasıdır. Bu
yönetim şeklinde uygulanan her süreçte tüm çalışanların fikir ve hedefleri
kullanılmakta ve tüm çalışanlar kaliteye dahil edilmektedir. TKY için müşteri
memnuniyeti kardan önce gelmektedir, bu yöntemde insan, süreç, müşteri ve
sürekli geliştirme dört temel unsurdur ve birbirleri ile sürekli bir ilişki
halindedirler. Yönetimin katılımı, iletişim, sürekli gelişme, eğitim, ekip
çalışması, süreç iyileştirme, toplam kalite yönetiminin başarısı için gerekli
kilometre taşlarıdır.(1) Yönetime herkesin fikirleriyle katılımı ve ekip
çalışmasıyla ilişki halinde olması gereği aynı zamanda birlikte yönetimi yani
yönetişimi çağrıştırmaktadır.
Yönetişim kavramını, yönetim organizasyonunda yer alan
unsurlar arasında hiyerarşik bir anlayış yerine katılımcı, uzlaşmacı, şeffaf,
hesap verebilen ve yetki devrini destekleyen bir ortak anlayışı, elektronik
dönüşüm çalışmaları üzerinde yürüten ve geliştiren bir kavram olarak tanımlamak
mümkündür. Kamuda yönetişim kavramının gelişiminin temel göstergesi olarak
e-devlet uygulamaları görülebilir.(2) Yönetişim, iletişimde olduğu gibi tek
taraflı olmamayı karardan başlayarak tüm süreçlerde etkilenecek olanların da
yer almasını gerektirmektedir. Kamu yönetiminde hiyerarşi ve kanuni
mevzuatların bulunması yönetişime engel olmamakla birlikte sınırlandırdığı
düşünülebilir.
Kamunun daha kaliteli bir hizmet sunabilmek ve hizmet
kalitesini artırabilmek için sunulan hizmetten yararlananların ve birlikte
hizmet sunan ekibin fikirlerine ihtiyaç duyar. Birlikte çalışılan ekibin
fikirlerine formal düzenlenen toplantı ve çalıştaylarda sözlü ifadelerden
ulaşılmaktadır. Hizmet alanların fikirlerine en kolay ulaşabilme yolu ilk
olarak kurum içinde görünürde konulan dilek-şikâyet kutularıydı. Günümüzde ise
bu yolu iletişim aracı olarak en yaygın kullanılan internet üzerinden web
sitesinden ya da sosyal medya hesapları üzerinden gelen geribildirimler
almıştır. Hatta bir yerden hizmet aldıktan sonra bu işle özel görevlendirilmiş
müşteri temsilcisi veya halkla ilişkiler elemanı bizzat telefonla arayarak
memnuniyeti ölçmek için sorular sormaktadır. Sanayi ve ticaret firmaları,
çalışanlarından gelen ve sonucunda maddi bir kazanç sağlanmasına yol açan
fikirleri maddi ve manevi ödüllendirmektedirler. Bu ödül, kimi zaman ayın/yılın
elemanı, kazancın belli bir oranında para, bazen de şirketin en üst düzey
yetkilisiyle yemekhanede yemek sonrası törenle bir hediyeyle teşekkür edilmesi
olabilmektedir.
MEB, uzun yıllar TKY sistemini uygulamaya çalıştı ve
bu konuda belli bir anlayış değişikliğine ulaşıp mesafe de kazanıldı. Yönetimin
katılımı, iletişim, sürekli gelişme, eğitim, ekip çalışması, süreç
iyileştirmeyi esas alan bir anlayışla birşeylerin değişeceğine ve daha iyiye
ulaşılacağına inanarak bu süreçte eğitim çalışanları olarak kendi işimizle
ilgili olarak öneriler paylaşılmıştır. Hepimiz paylaştıklarımızın dikkate
alındığına inandık ve çabaların boşa gitmeyeceğinde hiç şüphe etmedik. Ancak
şunu da biliyorduk ki sosyal bilimlerde tek doğru olmaz. Bizim bütünü görme
gibi bir şansımız yok, baktığımız yer ve açımız sınırlı olabilir. Buna rağmen
bir işi en iyi yapan bilir ve tüm planlar sahada uygulanmadan başarılı sonuç
alınacağından emin olunamaz. Hatta bu konuda bazen önerilerimize öyle inandık
ki bu fikirler hayata geçerse sorunlarımızın hepsi çözülür zannettik. Fakat
bunların gerçekleşmesi için açık sistem mantığıyla neleri domino edeceğini ve
gerçekleştirilmesi için teşkilat dışından hangi desteklerin gerektiğini ve
desteğin verilemeyeceğini yani engelleri düşünmedik. Çünkü sorunlarımızı
çözebileceğimize ve başarılı olacağımıza çok inanmıştık.
Milli Eğitim Bakanlığı ve eğitim sistemiz diğer devlet
teşkilatlarıyla karşılaştırıldığında önerilerin dikkate alındığı ve daha
katılımcı bir yönetim mevzuatı ve anlayışı olduğu söylenebilir. Başta işin
mutfağı okullar olmak üzere tüm kademelerde harcama ve icraat kararları çeşitli
kurul ve komisyonlarda alınmaktadır. Bakanlık birimlerinden resmi yazıyla belli
zaman ve konularda sorunlar ve çözüm önerileri istenebilmektedir.
Mesleki ve teknik eğitim üzerine son on yılın kişisel
arşivini tutmak, zaman zaman onları taramak, geçmişte yapılan çalışmaları
hatırlamak nereden başlanıp ne yöne gidildiğine dair önemli ipuçları
vermektedir. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Mesleki ve Teknik Eğitim
Bölümünde çalışırken Üniversitelerle, İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Sanayi
Odası, MÜSİAD ve diğer sektörel sivil toplum kuruluşlarıyla çok sayıda toplantı
ve çalıştaylar düzenlenmiştir. Öğrencilerin, öğretmenlerin, okul ve eğitim
yöneticilerinin, velilerin ve sektör temsilcisi firma yetkililerinin mesleki ve
teknik eğitimin ülkemizde daha iyi nasıl yapılabileceği, bunun için karşılıklı
olarak kimlerin neleri yapması gerektiği üzerine çeşitli raporlar
hazırlanmıştır. Bu raporlar da kamuoyu ve sıralı olarak ilgili ve yetkililerle
paylaşılmıştır. Bu raporlardan Bakanlığa sekiz yıl önce ilettiğimiz “Mesleki
Eğitimde Sorunlar ve Çözüm Önerilerimiz” başlıklı yirmibeş maddeden oluşan bir
rapor dikkatimi çekti. Aradan geçen sekiz yılda geçmişte önerilenlerden nelerin
değiştiği örnek olarak aşağıda paylaşılmıştır.
Mesleki eğitim alanındaki çözüm önerilerimizden; OSB
içinde ve dışında özel mesleki eğitim okul ve kurumların açılmasının teşvik
edilmesi, meslek lisesi müdürlerinin atölye ve meslek dersi öğretmenlerinden
görevlendirilmesi, proje yarışmalarının canlı beceri yarışması formatında
yapılması, girişimcilik konusunda öğrencilerin eğitilmesi, alan ve dallar için
atölye standart donanımlarının belirlenmesi, okul yönetim kurulları
oluşturulması, sektör talep ve desteği olmadan alan açılmaması, meslek
standartları ve yeterliliklere göre modüllerin güncellenmesi, meslek dersi
öğretmenlerinin sektörde alanında hizmetiçi eğitimlere katılmaları, mesleki
eğitim merkezlerinin aktif hale getirilmesi, öğrenci okula kayıtların
basitleştirilmesi gibi oniki konuda önemli değişiklikler yapılmıştır. Sadece
biz önerdiğimiz için değil ama üzerinde ittifak edilmiş doğrular bunlar olduğu
için yapılanlardan memnuniyet duyulmaktadır.
Yapılanların dışında yine raporda yer alan; mesleki
rehberlik, tanıtım ve yönlendirmenin 8. Sınıfta meslek sahiplerini işbaşında
gruplarla ziyaret ederek inceleme-görüşme-araştırma formu doldurarak yapılması,
meslek liselerine 9. Sınıfta meslek seçilerek başlanması, işbaşında uygulamalı
meslek eğitiminin 10. Sınıftan itibaren kademeli başlanarak her yıl artması,
liselerin çoğunluğunun meslek lisesi olması, çok programlı lise uygulamasından
vazgeçilerek uzman okullara geçilmesi, genel kültür ders yükünün/müfredatının
azaltılması ve bu derslerden sınırsız seçmeli uygulamasıyla başarısızlıktan
sınıfta kalma ve okul dışına çıkmanın engellenmesi, işletmeye giden
öğrencilerle birlikte atölye ve meslek dersi öğretmenlerinin de gitmesi, işe
elaman alımlarında ve işyeri açmada mutlaka mesleki eğitim belgesi istenmesinin
şart koşulması, ikili eğitime son verilmesi ve sınıf mevcutlarının otuz kişiyle
sınırlandırılması, il/ilçe milli eğitim müdürlüklerinde mesleki eğitim şubesine
bakan müdürlerin mutlaka atölye ve meslek dersi öğretmen kökenli olması ve
özlük haklarının iyileştirilmesi, okul yönetimlerine performans kriterleri
getirilmesi, okullara öğrenci sayısına oranla ödenek tahsis edilmesi, meslek
lisesi mezunlarına diploma yanında verilen işyeri açma belgesi uygulamasına son
verilmesi gibi konularda maalesef herhangi bir gelişme yapılamamıştır.
Tüm bu sayılanların ötesinde geçmişte üniversite
sınavlarına girişte aleyhte uygulanan katsayı konusu, meslek liselerinin temel
problemi değildir. Toplumun meslek liselerine nitelikli öğrenci talebini ve
meslek liselerinde (Anadolu teknik ve Anadolu meslekte) yüzde yirmilik öğrenci
grubunun üniversiteye girişine bir dönem engel olmuş bir yanlış bir
uygulamaydı. Zaten kaldırılarak bir yanlışlık düzeltilmiş oldu. Ama mesleki
teknik eğitim sorunu çözüldü mü? Hayır. Mesleki eğitimde nitelik arttı mı?
Hayır. Sanayicinin sektörlerin beklediği nitelikli eleman sorunu bitti mi ?
Hayır. Bitmezde. Çünkü temel sorun bu değildi. Sınavsız yerel yerleştirmeyle
meslek liselerine kaydolan yüzde seksenlik öğrencilerin derdi katsayı değildir.
Bu öğrencilere bırakın katsayıyı kaldırmayı bir iki kere katsayı kadar ek puan
verseniz yine de iki yıllık ve dört yıllık üniversite kazanabilecek akademik
seviyeye sahip olmadıkları için normal bir sonuçtur.
Endüstri Meslek Lisesi, Kız Meslek Lisesi, Ticaret
Meslek Lisesi, Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, Sağlık Meslek Lisesi olan
okul isimlerini MEB, yayımladığı genelge (2014/8) ile yıllardır bahsi geçen
okul türünün azaltılması, program türünün arttırılması uygulamasını hayata
geçirerek “Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” ve “Çok Programlı Anadolu Lisesi”
adı altında birleştirmiştir. Okul içinde ise “Anadolu Teknik” ve “Anadolu
Meslek” adıyla iki farklı program uygulanmaya başlanmıştır. İsim ve marka her
konuda fark oluşturur ve algıyı olumlu yönde etkiler bu inkar edilemez ancak
okulların kalitesi kapısındaki tabelalardan değil mezun ettiği öğrencilerin ne
kadarını yükseköğretime yerleştirebildiği ve ne kadarını da iyi şartlarda
sektörde mesleğinde istihdam ettirebildiğiyle ölçülür.
MEB 2023 Eğitim Vizyonu içinde mesleki eğitim yedi ana
hedef olmak üzere toplam otuzüç alt hedefi bulunduğu görülmektedir. Bu yedi ana
hedef; mesleki̇ ve teknik eğitime atfedilen değerin artırılması, mesleki̇ ve
teknik eğitimde rehberlik, erişim imkânları, yeni̇ nesil müfredatlar
geliştirilecek, eğitim ortamları ve insan kaynakları geliştirilecek, yurt
dışında yatırım yapan iş insanlarının ihtiyaç duyduğu meslek elemanları yetiştirilecek,
mesleki̇ ve teknik eğitimde eği̇ti̇m-isti̇hdam-üreti̇m ilişkisi̇
güçlendirilecek, yerli̇ ve millî̇ savunma sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli̇
insan gücü yetiştirilecek şeklinde sıralanmıştır.(3) Vizyonda, mesleki eğitim
için planlanan otuzüç alt hedefin 2023 yılına yani üç yıl sonra da
gerçekleştirilmesi halinde sekiz yıl önce gönderdiğimiz önerilerin onbir yıl
sonra yapılmış olmasına sevineceğiz mutlaka. Ancak kaybedilen zaman ve
mezunları düşününce üzülmemek elde değil. Çok kere yapılan düzenlenmelerin
beklendiği kadar işe yaramayacağını, şu şekilde yapılması veya şunların da
yapılması gerektiğini belirttiğimiz konular olmuştur. Keşke biz yanılsaydık,
önerilerimiz doğru çıkmasaydı da özür dileseydik ama ülkemiz ve gençlik zaman
kaybetmemiş olsaydı diyor insan.
İşletmelerde motivasyonu arttırmaya yönelik çabalarda
öneri sisteminin kullanılması insan kaynakları için bir araç niteliği
taşıyabilir. Yapılan araştırmada bunu destekleyecek sonuçlara ulaşılmıştır.
Özellikle öneri sisteminin uygulanmasına ilişkin detaylara dikkat edildiğinde
çalışanın her düzeydeki motivasyonunun arttırılabileceği görülmektedir. Keza,
öneri sistemini düşük ve orta seviyede önemli görmelerine rağmen katılımcıların
sistemi bir motivasyon aracı olarak algıladıkları analiz sonuçlarından
anlaşılmaktadır.(4) Evet, insanın yaptığı işle ilgi düşünmesi, üretmesi ve daha
iyi yapılması için öneri geliştirmesi bir ihtiyaçtır ve insana kendini değerli
ve iyi hissettirmektedir. Bu sayede çalışanların motivasyonu artmakta, işe
bağlılığı ve aidiyeti de kuvvetlendirmektedir.
Eğitim sistemimizde sunulan öneriler için
ödüllendirilme uygulaması bulunmamaktadır. Ama önerisini somut projeye
dönüştürüp iyi örnek olarak sergi, fuar veya yarışmalarda paylaşanların
dereceye girmesi halinde ödül aldıklarına rastlanılmaktadır. Son dönemde MEBBİS
sistemi içine her bir öğretmene sistemde tanımlanmış “Bir Milyon Fikir” menüsü
eklenmiştir. Buradan tüm öğretmenlerin fikir ve projelerini yükleyerek
Bakanlığa iletme imkânı tanınmıştır. Ancak süreç ve başvurular hakkında bu
dijital ortam üzerinde detay bilgi ve geribildirim konusu yer almamaktadır. Bu
uygulamanın hizmete girişiyle ilgili yapılan tören ve haberde; “Öğretmenlerin
paylaştığı fikirler, Millî Eğitim Bakanlığının ilgili uzmanları tarafından
“uygulanabilirlik” yönünden değerlendirileceği açıklanmıştır.” Önerisi mesleki
eğitim sisteminin genelini ilgilendirmesi ve uygulanması kişisel ve lokal
projeyle iyi örnek olarak mümkün olmuyorsa bu durumda yapılan önerinin
geliştirilen sistemin ve emeğin de dikkate alınması gerekir. Çalışanların
bireysel fikirleri öneri olabilirken bireyleri temsil eden sendika gibi sivil
toplum örgütlerinin önerileri ise politikaların takip edildiği demokratik
katılımcı yönetim anlayışında temsil ettiği zümrenin adına değiştirilmesini
istediği uygulamaların bildirimi amacıyla paylaşılmış dikkat çekme açıklamaları
sayılarak daha çok dikkate alınmalıdır.
- http://www.toplamkaliteyonetimi.org/
- https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/e-devlet-ve-yonetisim/9651
- https://egitimheryerde.net/turkiye-2023-egitim-vizyonunun-mesleki-egitim-acisindan-degerlendirilmesi/
- Yıldırım Bilge, “İşletmelerde öneri sistemi ve
motivasyon arasındaki İlişki”, Yüksek Lisans Tezi, S. 182, Marmara Üni.
SBE. İşletme, İstanbul, 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder