Öğretmenler günü
yaklaştığında aklımıza ilk gelen öğretmenimiz çoğunlukla bizi ilkokulda dört
beş yıl okutan sınıf öğretmenizdir. Anaokulundan başlayıp üniversiteyi bitirene
kadar yaklaşık onyedi yıl boyunca onlarca öğretmenimiz olmuştur. Şüphesiz tüm
öğretmenlerimiz önemli, etkili ve kıymetlidir. Ancak en çok zaman geçirdiğimiz,
bizim üzerimizde en çok emeği olan, birçok konuda ilkleri yaşatan
cesaretlendiren, bizi ilk çocukluk dönemimizde sevgi ve şefkatle kucaklayan
ilkokuldaki sınıf öğretmenimizdir kuşkusuz. Anaokulunda çocuklarda daha çok öğrenmeye
ilgi uyandırılmakta, birlikte yaşam ve toplumsal kurallar öğrenilmekte, özbakım
becerileri ve oyunla bazı değerler verilmektedir. Anaokulunun zorunlu
olmadığını ve her çocuğun erişemediğini düşünürsek çoğumuz için ilk
öğretmenimiz ilkokuldaki sınıf öğretmenimizdir. Bize bir harften başlayıp okuma
yazma hatta herşeyi öğreten odur. İlkokulun, eğitim hayatının temelini,
gelecekte bina edeceğimiz kariyerimizin altyapısının en önemli kademesi sayılmaktadır.
Bu sebeple velilerin özellikle ilkokul döneminde çoğunlukla iyi okul yanında
iyi bir sınıf öğretmeni aradıklarına şahit olmuşumdur.
Kendi çocuklarımdan
biliyorum ki, izcilik faaliyetiyle doğayı sevdiren, yazma ve resim yapma
yeteneğini keşfedip çizmeye ve yazmaya teşvik eden, velileriyle iletişimi iyi
olan sınıf öğretmenleri meslektaşlarımı tanımış her zaman kendilerini takdir
etmişimdir. Çocukların aile üyeleri dışında ilk tanıdıkları, güvendikleri ve
sevdikleri yetişkin kişi sınıf öğretmenleridir. İlk öğretmenlerini tanıyana
kadar anne-babalarının herşeyi iyi bildiğini ve yaptığını düşünen çocuklar,
sonraki yıllarda “ama öğretmenimiz böyle söyledi” diyerek ısrarla öğretmenin
talimatlarına itibar etmektedirler. Çocuklarla daha çok vakit geçiren sınıf
öğretmenleri, öğrencilerini daha çok izleyip gözlemekte, gelişimlerini takip
etmekte, neleri iyi yapıp neleri yapamadığını belirleyebilmekte, davranışlarına
anlam verebilmektedirler. Çocukların beceri ve yetenekleri keşfederek güçlü
yönlerini geliştirmeleri için onları destekleyip cesaretlendirmektedirler.
Meslek ve kariyer sahibi olmuş başarılı kişilerin çoğu öğretmenlerinden
etkilendiğini beyan etmektedirler. Hatta öğretmeni çok sevdiği için dersi de
sevdiğini ve daha çok çalıştığını ve başarılı olduklarını söylemektedirler.
Cumhuriyetin ilk
yıllarında ülkemize davet edilen bilim adamları ve uzmanlardan biri olan Alman
Dr. Alfred Kühne, “Mesleki eğitimde en önemli nokta, ilkokul öğretmenlerinin
pratik hayatı idrak edip, öğrencileri meslek fikri ile eğitmeleridir. Bu
öğretmenler, öğrencileri meslek seçimine yönlendirmelidir”(1) diyerek sınıf
öğretmenlerinin meslek seçiminde etkili olmaları gerektiğini belirtmektedir. Pratik
hayatı idrak etmekten kasıt, her çocuğun hayatını idame ettirebilmesi için bir
meslek sahibi olacağı fikrinin kavratılması olmalıdır. Çocuklar ilkokul
döneminde bazı meslekleri tanımış hatta onlara ilgi duymaya belki de olumsuz
yaşantı olduysa bazı meslekleri icra edenlere karşı korku duymuşlardır. Bu daha
ziyade bazı velilerin çocuklarını disipline etmek için polis veya iğne yapan
doktor gibi korkutmaları sebebiyle de olabilmektedir.
Sınıf öğretmenleri, Türkçe,
Matematik, Hayat Bilgisi, Fen Bilimleri, Görsel Sanatlar, Müzik, Beden Eğitim
ve Oyun gibi tüm derslerde dört yıl boyunca öğrencilerine çok değişik alanlarda
ders vermektedirler. Bu durumda sınıf öğretmenlerinin diğer meslektaşlarına nazaran
çok yönlü ve daha yetenekli olmaları gerektirdiğinden tek branşta öğretmenlik
yapanlara göre daha zor bir alan olduğu söylenebilir. Bu sebeple sınıf
öğretmenleri kendilerini özel yetenek gerektiren müzik, resim ve beden eğitimi
gibi alanlarda yetersiz buldukları ve zorlandıkları araştırmalarda ortaya
çıkmıştır.
Yapılan bir
araştırmada, sınıf öğretmenleri tarafından sayısal yetenekleri desteklenen
öğrencilerin ileride meslek seçiminde sayısal alanlara yöneldiklerini; sözel
yetenekleri desteklenen öğrencilerin de sözel alanlara yöneldiklerini gösterir
niteliktedir. Bu durum sınıf öğretmenlerinin, bireylerin geleceklerini
şekillendirmedeki etkisini açıkça ortaya koymaktadır… Fakültede çeşitli
branşlarda öğretmenlik alanında eğitim almakta olan öğrencilerin sınıf
öğretmenlerini; “Anne-baba, hayata başlangıçta ilk adım, okulu sevdiren kişi,
sevgi ve şefkat abidesi, bugünlere gelmemi sağlayan kişi, okuma yazma öğreten
kişi, meslek sahibi olmamda ilk temelleri atan kişi, başarılı olabileceğimi
hissettiren kişi, hayatın anlamını öğreten kişi, örnek insan, okumayı sevdiren
kişi, hayatta en değer verdiğim insanlardan biri, ilk öğretmen, eğitim
hayatımın en önemli parçası, en sevdiğim öğretmen, işini hakkıyla yapan kişi,
yol gösterici, kendine güvenin simgesi” metaforlarıyla kıyasladığı, benzettiği
ve anlattığı görülmüştür.(2)
Erken çocukluk
döneminde öğrencilerini dört yıl yakından takip eden onların ilgi ve
yeteneklerinin tam belirginleşmeye başladığı dönem beşinci yılda ortaokula
geçen çocuklar bir anda çok sayıda öğretmenle tanışmaktadır. Bu yıllar da
ergenliğe geçişle birlikte bir anlamda alışma ve bocalama yaşanan bir dönem
olabilmektedir. Yakın zamana kadar ilkokul sınıf öğretmenlerinin öğrencilerinin
gelişimlerini takip ettikleri okul ve kademe değişince öğrenciyle birlikte
gezen “öğrenci gözlem dosyaları” bulunmaktaydı. Yeni eğitim vizyonunda
“e-portfolyo” olarak nitelendirilen e-okulda “sosyal etkinlikler modülü” ile
karşılanmaya ve sürdürülmeye çalışılacaktır. Bu modüle yine sınıf
öğretmenlerinin gözlem ve tespitlerinin yazılabilmesi eğitim hayatı ve kariyeri
boyunca kendisini takip etmesi büyük fayda sağlayacaktır. Tabikî başta öğrenci
velileri olmak üzere yönlendirici bu tavsiyeleri önemsemesi gerekmektedir.
Her insanın
yaradılıştan sahip olduğu kalıtımsal, fiziki ve ruhsal özelliklerine göre
yetenekleri keşfedilmeli ve bu doğrultuda eğitimle ona bilgi ve beceriler
kazandırılmalıdır. Her insan her işi, mesleği ve sanatı beceremez bu doğaldır. Ama
her insanın bir mesleği de olmalıdır. Mesleği olanın işi, işi olanın aşı, aşı
olanın evinde huzuru ve mutluluğu olur derler. Mesleği mutlaka geçimi temin
edecek gelirin kazanılması olarak da görmemek gerekir. Çok zengin olan
insanların da mutlaka birer meslekleri ve işleri bulunmaktadır.
Meslek sahibi olmanın bir
insana geçim sağlama dışında başkaca faydaları da bulunmaktadır. Bir meslekle uğraşan kişi boş vaktin en iyi
şekilde değerlendirmiş olur. Bir işi başarma ve ortaya işe yarar bir ürün
çıkarma duygusunu yaşar. Bir başka insanın bir ihtiyacını gidermesini temin
etmiş olur. Bir uğraşla meşgul olurken vücudun, aklın ve duyguların harekete
geçmesiyle oluşan sağlıklı duruma kavuşur. Mesleği olan bir kişi yaşamak için
başkasına muhtaç olmaz. Meslek sahibi olanın kendine güveni artar. Toplumda
saygın bir yeri ve itibarı olur. Sahip olduğu meslek grubunun bir üyesi aidiyet
duygusu oluşur. Bireysel ve toplumsal huzura katkı sağlamış olur. Faydalı bir
vatandaş olarak devlete karşı sorumluluklarını yerine getirebilir.
Mesleki rehberliğin
sadece rehber öğretmenler veya danışmanlar tarafından değil yeri geldiğinde
diğer ders ve sınıf öğretmenleri tarafından da uygulanması sağlanmalıdır. Bunun
için diğer ders ve sınıf öğretmenlerinin de bu konuda bilinçlendirilmesi
sağlanmalıdır.(3) Birçok ülkede meslek tanıtım ve yönlendirme her geçen yıl
daha erkene alınmaya başlamıştır. Ülkemizde yapıldığı gibi sekizinci sınıfta
bir ders saati “rehberlik ve kariyer planlama” lise boyunca ise haftada bir
ders saati (fen ve sosyal bilimler liselerinde daha az) “rehberlik ve
yönlendirme” yapılması, öğrencilerin doğru ve etkili meslek seçimi yapılarak
olumlu ve başarılı olunabilecek kadar basit bir konu değildir.
İlköğretim düzeyindeki
çocukların ilgi ve yeteneklerini keşfederek mesleki gelişimlerinde doğru
yönlendirilmelerinde, günümüzde rehberlik ve psikolojik danışmanlık
hizmetlerinin öneminin arttığı görülmektedir… Kariyer atölyeleri, testler,
mesleki tanıtım amaçlı etkinlikler, mentör ve koçluk, kariyer danışma
merkezleri, dana, oyun gibi kariyer, gelişiminin şekillendiği ilkokul
döneminde, çocuğun kendini tanıma ve mesleki eğilimlerini ortaya koyacak ve ona
yaşam deneyimi kazandıracak pek çok uygulama söz konusudur. (4) Bakırköy’deki
meslek lisesi 9. ve 10. Sınıf öğrencilerine uygulanan ankette “okul ve meslek
seçiminde ilkokul sınıf öğretmenimin etkisi oldu” maddesine öğrencilerin % 88.66’sı hayır
cevabı vermiştir.
Günümüz şehir ortamında
AVM çatısı altında çocuklara profesyonelce kurgulanmış mesleklerde yaparak
yaşayarak deneyimleme şansı veren firmalar açılmaya başlamıştır. Bu girişim
önemli firmalar tarafından da sponsorluk yoluyla desteklenmektedir. Çocuk
şehri, çocuk ülkesi gibi Türkçe adlarla açılan geniş mekânlarda süpermarket
elemanı, otomobil servis bakım elemanı, inşaat boyacı, gazetecilik, polislik, elektrikçi, fotoğrafçı,
dondurmacı, kuaför, modacı ve hastane çalışanı olarak çalışarak para
kazanabildiği, kendi elleriyle mutfakta bisküvi,
çikolata, şekerleme, mantı veya pizza hazırlayıp pişirebildiği ve yediği,
doyasıya eğlenerek zaman geçirebildiği, psikomotor becerilerinin farkına
varabildiği, güvenli bir ortama özgürce profesyonel eğitmenler gözetiminde günübirlik
zaman ölçüsünde altmışa yakın aktiviteye katılabildiği mekanlar
yaygınlaşmaktadır. Okullarımızda da yeni yeni “Tasarım Beceri Atölyeleri”
adıyla kurgulanmaya başlanan bu mekânları resmi okul ve ders mantığından uzak
eğlenceli hale getirebilmek kabul, fayda ve başarı açısından önemlidir.
Sınıf öğretmenleri,
öğrencilerine tüm mesleklerin kutsal, insanlık için önemli, gerekli ve geçerli
olduğunu öğretmelidir. Okul memuru ve servis şoföründen kantinciye, hizmetliden
güvenlik görevlisine kadar okulda çalışanlar başta olmak üzere mahallemizde
gördüğümüz ve hizmet aldığımız tüm meslek sahiplerinin çalışmaları sayesinde
hayatımız kolaylaşmakta ve güzelleşmektedir. Eğitim tartışılırken sürekli
bilişim ve teknoloji örnek gösterilir ve gelişmiş ülkelere nasıl
yetişilebileceği anlatılır. İnsanlık için temiz doğal gıdalara, havaya ve
sağlık yanında hizmet sektöründe yer alan ihtiyaçların hayati önemi olduğu
gözardı edilmektedir. İnsanların güzel görünmek ve mutlu olmak için nelere
katlandığı unutulmamalıdır. Herkese göre bir meslek, her mesleğe de ihtiyaç ve iş
imkânı bulunmaktadır.(5) Sadece afili isim ve unvanları olan çok para
kazandırdığı düşünülen mesleklerin gelecek kariyeri olarak görülmesi oldukça
yanlış bir düşüncedir.
Sadece sınıf
öğretmenlerinin değil her kademe ve türdeki branş öğretmenleri de dersin içinde
verilen örneklerle, hikayelerle ve bu yönde verilebilecek ev/proje ödevleriyle
örtük olarak meslek tanıtımı yapmaları hatta meslek sahiplerinden bir kısmını
sınıfa davet ederek çocuklara mesleği hakkında bilgi sunmaları sağlanmalıdır.
Oyunlarda öğrencilere verilen roller bile çocukta farkında olmadan mesleklere sempati
oluşturmaktadır. Yoksa çocuklar kendi zihinsel, duygusal ve fiziksel
yeterliliklerine hiç uymasa da sadece dizilerde gördükleri, çok para
kazandıklarını zannettikleri sınırlı sayıda mesleklere yönelebilirler. Ayrıca
bu yaşlardaki çocuklar merak ettikleri ve hobi olarak ömür yapabilecekler
birçok faaliyeti meslek olarak hedef alabilirler. Zaten ailelerin tamamına
yakını çocuklarını üniversite bitirmeleri aksi halde başarısız, mutsuz olacakları
ve hayatın olmazsa olmazı diploma sahibi olmak için yetiştirdiği bilinmektedir.
Bu çaba, iş hayatı gerçekleriyle çok fazla örtüşmediği gibi üniversiteli işsiz
sayısıyla da durum acı bir tabloya dönüşmektedir. Bu tablonun yetmiş lisans
mezunu meslek için son halini görmek için Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları
Ofisince hazırlanan üni-veri raporuna göz atmak yeterli olacaktır. Bu vesileyle
tüm öğretmenlerimin ve meslektaşlarımın 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlar,
kutlu vazifede hepsine başarı ve kolaylıklar dilerim.
Kaynaklar
(1) Kılınç
M., 2016 “Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim Tarihi (1886-1986)”, s. 175, PEGEM Akademi, Ankara
(2) Zeynep
ARSEVEN, Abdurrahman KILIÇ, Şeyma ŞAHİN, Bireylerin Geleceğinin Şekillenmesine
Sınıf Öğretmenlerinin Etkisi, Düzce Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim
Bilimleri Bölümü, 2016, Kastamonu Eğitim Dergisi Cilt:xx No:x,
(3) Fuat
VURUCU, Meslek Lisesi Öğrencilerinin Meslek Seçimi Yeterliliği
Ve Meslek Seçimini Etkileyen
Faktörler, Yeditepe Üni. SBE, Yüksek Lisans Tezi, 2010, s.101, https://toad.halileksi.net/sites/default/files/pdf/meslek-seciminde-yeterlilik-olcegi-toad.pdf
E.T. 28.10.2019
(4) Gaye
ÖZDEMİR YAYLACI Doç. Dr., İlköğretim Düzeyinde Kariyer Eğitimi ve Danışmanlığı, s. 16-22 http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423873299.pdf E.T. 28.10.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder