Biri
sanayici sekiz kişilik atölye ve meslek dersleri öğretmenleri ve yöneticilerden
oluşan bir proje grubuyuz. Uçak iniş için alçalmaya başlayınca on şeritli
otoyol çevresinde de düzgün bölünmüş ve ekili dümdüz araziler görünüyor. Çift
katlı bir tren havalimanından ayrılıyor. Otoyol kenarı gürültü önleyici şeffaf
duvarla çevrili, etrafta elektrik üreten rüzgar gülleri var. Devlet rüzgârdan
elektrik üretimini teşvik ediyormuş. Şehre ulaşıyor ve hızlı bir şehir turuna
başlıyoruz. Kaşar peynirleri meşhur renk renk çeşitli tatlarda ikram ediliyor. Hediyelik
eşya dükkanlarından türlü renklere boyanmış yerel dilde klompen adı verilen tahta
ayakkabı yapıp satıyorlar. Zaandam Sultan Ahmet Camii çifte minareli ve müştemilatı
olan güzel bir cami. Her yer bisiklet her çeşit ve renkte çok büyük bisiklet
parkı var. Çoğunluğu ince teker büyük boy bisikletler soğuk havaya rağmen çocuğuyla
birlikte önünde ve arkasında çocuk oturağı seleler bağlı geziyorlar. Lale
ağırlıklı olmak üzere çiçek pazarına giriyoruz bir sokak komple çiçekçi. Kalacağımız
yer Amsterdam’a onbeş km uzakta Zaandam yanında ama Kuzey denizine açılan
kanalı geçiş için ya dolaşıp tünel tüp geçitten ya da arabalı vapurla geçmek
gerekiyor. Kalacağımız yere ulaşıp yerleşiyor ve dinleniyoruz yarın toplantı ve
kurum ziyaretlerimiz olacak.
Ertesi
gün Amsterdam Dam Meydanına ulaşıyoruz. Burası en ünlü mekanlardan biriymiş tüm
yollar buraya çıkıyor. Şehri kanal turuyla geziyoruz. Önemli bir liman şehri,
her taraf kanallarla dolu ki bu kanallar deniz dalgasının olumsuz etkilerinin
azalmasında etkili oluyormuş. Üşüyoruz dinlenmek için alkolsüz bir cityhall
coffee shop bulup girip oturuyoruz. Yan masalarda hareket var açıktan sigara
gibi ot sarıyorlar muhtemelen bir çeşit uyuşturucu genç cebinden poşet
çıkarıyor, diğer tarafta başka birine barmen tezgah arkasında raftan satıyor
tek içimlik. Fabrika bacası tütüyor çöpten elektrik üretiyorlarmış. Hollanda’da
yetmişiki millet yaşıyor diye anlatıyor rehberimiz Ahmet.
Regio
koleje gidiyoruz. Bizi, Soner adında aslen Karamanlı bir Türk karşılıyor, otuz
yıldır burada yaşıyormuş, babası gelmiş buraya önce. Kendisi, akademi mezunu
burada rehber ve danışman olarak bilhassa yabancılarla ilgili sorumlu kişiymiş.
Bu okullar, bölge koleji anlamına geliyormuş. Ortaokul sonrası eğitim verilen
bir orta dereceli meslek lisesindeyiz. Yaklaşık 6 bin öğrenci, 600 öğretmen ve
100 kadar çalışanı var okulun. Yüzkırktan fazla dalda mesleki eğitim
verebiliyorlar. Ayrıca yetişkinlere mesai sonrası eğitimler de var. 1994
yılında Türk öğrencilerin % 65 i mezun olmadan okulu erken terk ediyormuş. Veli
iletişimi % 10 larda iken Soner bey telefon, mektup ve toplantılar yaparak
velileri bilinçlendirmiş ve iki yıl sonra terk oranı % 25 e inmiş. Öğrenci ve
velileriyle sık sık rehberlikte tek tek görüşmeler yapılmış sonuçta okulu terk
sebebinin ana kaynağı olarak yanlış meslek seçimi olarak belirlenmiş. Okula
kayıt için adres sınırı yok isteyen istediği okula kayıt olabiliyor. İsterseniz
özel okula kayıt olun parasını devlet ödüyormuş. Okuduğu halde 18 yaşını
doldurana devlet burs veriyormuş. Sınıflar kalabalık değil 20-30 kişi arasında.
Liselerde öğrenci sigarayı bahçede içebiliyormuş. Yaz tatili ilköğretim ve
liseler için altı hafta, üniversitelerde 8 hafta
Son
yıllarda meslek çeşidi çok fazla çoğalmış ve artık meslek seçmek zorlaşmış,
meslek seçimi için bilgi ve desteğe ihtiyaç artmış. ROC Regio College, belli
bölgelerde yöresel ihtiyaçlar için kuruluyormuş. Örneğin, turizm tesisleri ve havalimanı
varsa yakınındaki okulda da bu mesleklerde eğitim veriliyormuş. Eğitim
sistemine göre dört yaşını bitiren çocuk temel eğitime başlıyor ve iki yıl
anasınıfında okuyor. Altı yıl sınıf öğretmeninde okuyor ve sekiz yılı
tamamlıyor. Son yıl veli çağırılıyor okula bundan sonra öğrencinin gideceği
okul kararlaştırılıyor. Tutulan gözlem dosyası ve CITO sınavında aldığı notlar
velinin talebiyle belirleniyor. ROC dört seviyeden oluşuyor. Kişinin daha
önceki aldığı eğitim ve bilgi seviyesine göre bu seviyelerden birinden
başlayabiliyor eğitime. Meslek yüksekokulunu bitirenlerin % 99 u iş
bulabiliyor. İlkokulda sınıf mevcutları 25-30 arasında değişiyormuş. Sınıftaki
öğrenciler problemli ise mevcut azalıyor ve sınıf bölünüyor. İlkokul
diplomasında not yok yanında tavsiye belgesi veriliyor. Nio ve cito adıyla Zeka
testi sayılabilecek sınav iki türde yapılıyor. Camide seksen kadar öğrenciye bu
sınavlara hazırlık kursu açıyorlarmış. Buradaki Türkler kendilerini
Hollandalılara göre iki kere kanıtlamak için daha çok çaba sarf etmek zorunda
hissediyorlar. Ülke düzeyinde merkezi sınav yapılıyor, okul bu sınavlara uymak
zorunda değil. Cito sınavına iki ay içinde itiraz edebiliyorlar, sınav
tekrarlanması için yaklaşık bin euro ödemek gerekiyor. ROC da iki tür eğitim
var BBL çıraklık eğitim tarzında bir gün okul dört gün işyeri daimi çalışmak
gerekiyor ancak bu eğitimler lise ve MYO seviyesinde olabiliyor. % 60 teorik %
40 eğitim türünde BOL stajı zorunlu. Çalışanlar oniki dereceye göre maaş
alıyorlar öğretmen onuncu dereceden 2300 Euro maaş alıyorlar ama tüm
öğretmenler aynı değil. Ortaokul öğrencisi dokuzuncu dereceden, ilkokul
sekizinci dereceden maaş alıyor. Fabrikada çalışan işçi 1300-1500 e alıyor.
Hollanda devlet memurları içinde yinede öğretmenlerin az ücret aldığını
söylüyorlar. Öğretmenlerin % 90 ı sözleşmeli çalışıyor. Hollanda
da öğretmenlik popüler nedeni ise tatil zamanı çok ve ağır iş değil. Öğretmen
okulundaki işini aksatmamak kaydıyla ek iş yapabiliyor ama gelirini beyan etmek
zorunda. Sendika var grev hakları var. Atama ve tayin çıkma yok. Çeşitli
şekilde ilanlar veriliyor ve mülakatla alınıyor öğretmen. Şu anda ekonomi ve
dil öğretmenine ihtiyaç varmış. Normal mesai çalışılıyor.
Devamsız olan öğrencinin 18 yaşını
tamamlayıncaya kadar devamı ve takibi mecburiymiş. Ancak 16 yaşında 2. Seviye
meslek eğitim diploması alabilirsen mecburiyet kalkıyormuş. Zorunlu eğitimi
takip için özel olarak görevli memurları var. Ülkede özel okul yaygın ama
mesleki eğitim veren okul az sayıda var ve çok pahalı yıllık 15 bin Euro ücret
isteniyor. Eğitim sırasında çocuk 18 yaşını doldurursa ailenin durumuna göre devlet,
öğrenim için burs veriyor. Bu ülkede belgesiz işyeri açılabiliyorsunuz, 17 Euro
belediyeye bu beldede yaşadığın için 87 Euro da ticaret odasına kayıt olarak beş
dakikada işyeri açmak mümkün. Bu okulda öğrencilerin başarısızlık sebepleri
araştırılıyor, bunun için öğretmenler kurulunda ve bölüm içinde de toplantılar
yapılıyor. Gerekirse öğrencinin okul değiştirmesi isteniyormuş. Okulda on kişi Türk
çalışıyor toplam öğrencinin yaklaşık % 5 i Türk imiş. Türk öğrenciler daha çok
ekonomi ticaret gibi temiz bölümleri seçmeye başlamışlar. BBL yetişkin
eğitimine kabul edilmek için en az 16 yaşını doldurmak gerekiyor. Uzaktan
eğitim mümkün, modüler eğitim var sertifika veriliyor. Engelliler için özel
eğitim tamamlandığında temel eğitimi sonrası ROC temel seviye açılıyor. Okul
ekonomik olarak zarar ediyormuş bu sebeple binasının birini satıyorlar. Şirketler
ROC, tüm eğitim sistemini ve mezunların tek başına veya grup halinde hangi
projeleri yapabileceğini belirleyerek okuldan bu doğrultuda eğitim vermelerini
talep ediyormuş. Devlet, öğrenci başına okula eğitim desteği ödeneği
veriyormuş. Son iki yıldır mezun edemediği öğrencilerin devlet hesabını sormaya
başlamış. Hatta geri istiyormuş ya da ödeneğinden kesiyormuş. Soner Bey, okul
terk oranı azaltmak için haftada yirmi kadar öğrenciyle ağırlıklı motivasyon ve
danışmanlık amaçlı randevu sisteminde özel görüşmeler yapıyormuş. Öğrenci
meslek seçimi için bir görüş belirttiğinde git bu konuda bir işyeri bul ve
çalışanıyla birkaç gün beraber işbaşında zaman geçir tekrar gel ve eğitime
başlatılıyormuş.
Büyük
firmalar, kendine ait eğitim merkezi kurmuşlar. Öncelikle kendi elemanlarını ve
işe alacakları burada eğitiyorlar. Okullarda, 8 er haftalık 4 dönem eğitim
yapılıyor. İşletmedeki eğitim yılda dört veya beş kez kontrol ediliyor.
Memnuniyet anketleri ve müfettiş kontrolü sonrası öğretmenlere masrafı okula
ait olmak üzere zorunlu hizmetiçi eğitim yaptırılabiliyor. UWV adıyla iş kurumu var. Belli mesleklerde
ihtiyaç hissedildiğinde işsizleri eğitim için okullara yönlendiriyorlarmış.
Denizcilik okulu açılmış alan ve dallar üzerinde eğitim veriliyor. Öğretmen ve
öğrenciler aşırılığa kaçmamak kaydıyla kılık kıyafetinde serbest. Öğretmen kısa
pantolonla öğrenci karşısına çıkamıyor ama eğitim olmadığı zaman okula
gelebiliyormuş. 45 dakika ders yapılıyor teneffüs çok fazla değil aralarda uzun
teneffüsler var. Okulda zil yok, öğretmen kendisi ayarlıyor çıkışı kimse
kimseyi rahatsız etmiyor yoğunluk olmaması için farklı saatlerde yapılıyor.
Okula servis yok herkes kendi imkânlarıyla gidip geliyor. Öğlen de yemek
çıkmıyor. Okula giriş turnikeyle yapılıyor, kapı diyafon içeriden talimatla
açılıyor. Disiplin olayları arasında kavga, hırsızlık ve eşyaya zarar verme var
ancak çok değil. Devamsızlık ve geç gelme yaygın. Ramazan bayramında 1 gün
tatil yapılmasını sağlamışlar. Başörtüsü serbest bizde okulu gezerken çeşitli
milletlere ait başörtülü kadınları görüyoruz.
Ertesi
gün Groningen”e Europass merkezine geldik. İki bayan bizi karşılıyor ve
oturuyoruz bir masaya bize daha önceden hazırladıkları birer dosya veriyorlar.
İçinde Türkçe de açıklamalar var web sitesinden Türkiye Europass merkezi
irtibat kişisinin ismini tahtaya yazmışlar. Bizim neler bildiğimiz soruldu ve
sorulu cevaplı toplantı sürdü. Ayrıca bizden merak ettiklerimizi e-postayla
göndermemiz istendi. Amsterdam da Europass temsilcilik ofisine uğruyoruz.
Burada bir erkek çalışan bizi bir broşür standının önünde bilgilendiriyor ve
sorularımız cevaplıyor. Aslında tüm söylediklerinden Europass konusunda yoğun
bir çalışmalarının olmadığını anlıyorum. Çok sayıda insan var, sıra bekleyenler
burası aynı zamanda göçmenlerin ülkeye kabulü için gerekli şartları taşımaları
konusunda sınav merkeziymiş. Yaşlı bir Türkle tanışıyorum emekli olmuş yakında
oturuyormuş okumakta olan çocuğuna her ay 500 Euro alabilmek için evrak vermek
için gelmiş. Buradan ayrılarak Zaandam ticaret odasına geliyoruz. Rehberimiz
ziyaretimizin sebebini açıklıyor, tahminen Afrikalı bir bayan bize
açıklamalarda bulunuyor, çeşitli sorular soruyoruz, ekipteki arkadaşlar notlar
alıyorlar. Yaklaşık yarım saat sonra ayrılıyoruz. Çeşitli broşürler alıyoruz.
Bugün
yine çok soğuk kanalın suyu yer yer donmuş. Cuma namazını Zaandam Sultanahmet
camiinde kılıyoruz. Cami çoğunlukla orta yaş ve üstü ile dolu, imam hutbeyi
Türkçeden sonra Hollanda dilinde tekrarlıyor. Bu geziden hafızamda dümdüz tarım
alanları, denize çekilen set, bisikletler, kanal, kaşar, tahta ayakkabı, yel değirmenleri
ve rüzgar gülü, laleler ile Hollanda’dan ayrılıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder